31 Ağustos 2007 Cuma

"bariyerler ve motosikletler"

arabadayım huzur ve güven içerisinde. malum kapıları ve camları kapatınca insan kendisini güvende hissediyor. gece, farlar açık ama şehir içi olduğundan pekte seçemiyorum kısalarla uzağı. önümde illet bir dolmuş. adını kim koymuş bilinmez ama tamamen dolmuş . biraz aç gözlü bir şoför üstelik. insanlar ayakta ama hala tıkıştırıyor yolcuları içeriye. tıkışanlar mı suçlu tıkıştıranlar mı bilinmez. sıkılıyorum ağır ağır ve bir o kadar dur kalklı seyahetten ve sollamak geçiyor içimden. hızım 30, 40 yapıyorum geçmek için malum şehir içi. sonra 50 oluyorum ve birden paldır küldür. tak diye bir taban çarpması. bir an yükseliyorum sonra alçalırken taaaakk. geçiyorum dolmuşu sonra anlıyorum tuzağı. bariyer. ama öle bildiğiniz bariyerlerden değil. 1 metre genişliğinde yaklaşık 30 cm yüksekliğinde. ne bir işaret, ne bir yansıtıcı, ne bir fosforlu çizgi. bir an sinirleniyorum. derin nefes alıyorum deriiiiin deriiin. sonra motosiklet kullanmadığıma şükrediyorum. mesut şimşek

Google